Masal Botu
Hayal Gücünün Sınır Tanımadığı Bir Masal Evreni
Çocuğunuzun kahramanı olduğu, ilgi alanlarına özel, sihirli maceraları keşfedin veya saniyeler içinde kendiniz yaratın.
Tematik Koleksiyonlar

Aile Temalı Masallar
Aile bağlarının, kardeş sevgisinin ve evdeki huzurun sıcaklığını anlatan, kalpleri ısıtan hikayeler.

Arkadaşlık Temalı Masallar
Gerçek dostluğun, birlikte oynamanın ve zor zamanlarda birbirine destek olmanın önemini keşfeden maceralar.

Cesaret Temalı Masallar
Korkularıyla yüzleşen, yeni şeyler denemekten çekinmeyen ve içindeki kahramanı keşfeden miniklerin ilham verici öyküleri.

Dürüstlük Temalı Masallar
Doğruyu söylemenin her zaman en iyi yol olduğunu ve güvenin ne kadar değerli olduğunu anlatan anlamlı hikayeler.
Yaşa Göre Masallar
En Popüler Masallar

Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarların birinde, pırıl pırıl parıldayan bir gökyüzü altında, minik bir sincap yaşarmış. Adı Fındık’mış. Fındık, neşeli ve meraklı bir sincaptı. En sevdiği şey, ağaçların en tepesine tırmanıp aşağıda olan biten her şeyi izlemekmiş. Bir gün, Fındık her zamanki gibi en yüksek çam ağacının dalına tırmanmışken, daha önce hiç görmediği bir şey fark etmiş. Gökyüzünde, pofuduk beyaz bulutların arasında, gökkuşağından yapılmış gibi duran rengarenk bir köprü varmış. Fındık’ın kalbi heyecanla çarpmaya başlamış. Bu sihirli köprünün nerede biteceğini çok merak ediyormuş. Hemen aşağı inip en yakın arkadaşı Pamuk’u, sevimli bir tavşanı, bulmaya gitmiş. Pamuk, Fındık’ın heyecanlı anlatışını dinlerken gözleri fal taşı gibi açılmış. "Gerçekten mi Fındık? Gökyüzünde bir köprü mü gördün?" diye sormuş şaşkınlıkla. Fındık başıyla onaylamış ve Pamuk’u da yanına alıp köprüyü keşfetmeye karar vermişler. Birlikte ormanın derinliklerine doğru yola çıkmışlar. Yolculukları hiç de kolay olmamış. Karşılarına çıkan küçük dereleri zıplayarak geçmişler, sık çalılıkların arasından birbirlerine yardım ederek ilerlemişler. Bir keresinde, yollarını kaybetmek üzereyken, bilge baykuş Baykuş Kardeş onlara doğru yolu göstermiş. Baykuş Kardeş, "Gökyüzündeki köprüye ulaşmak istiyorsanız, birbirinize yardım etmeyi sakın unutmayın," demiş nazikçe. Sonunda, uzun bir tırmanışın ardından, bulutların arasına gizlenmiş bir tepeye ulaşmışlar. Tam dedikleri gibi, karşılarında rengarenk, ışıl ışıl parlayan bir köprü uzanıyormuş. Köprünün üzerinde minik kelebekler uçuşuyor, çiçeklerin tatlı kokusu havayı dolduruyormuş. Fındık ve Pamuk, tereddüt etmeden köprünün üzerine adım atmışlar. Her adımda ayaklarının altında yumuşak bir his ve etraflarında rengarenk ışıklar beliriyormuş. Köprünün sonunda, daha önce hiç görmedikleri kadar güzel, masalsı bir bahçe varmış. Burada konuşan çiçekler, şarkı söyleyen kuşlar ve etrafta neşeyle koşturan sevimli yaratıklar varmış. Fındık ve Pamuk, bu harika yerde yeni arkadaşlar edinmişler ve hep birlikte saatlerce oyunlar oynamışlar. Akşamüstü evlerine dönerken, bu muhteşem maceranın ve birbirlerine verdikleri desteğin ne kadar değerli olduğunu anlamışlar. O günden sonra Fındık ve Pamuk, dostluğun en güzel maceralara kapı aralayabileceğini bilerek, her zaman birbirlerine yardım etmişler. Fındık ve Pamuk, masalsı bahçeden ayrılırken kalpleri sevinçle doluydu. Eve dönerken gökkuşağı köprüsüne son bir kez baktılar. Köprü hala oradaydı, adeta onlara gülümseyerek veda ediyordu. Ormanın içinden geçerken, karşılaştıkları her şey onlara daha neşeli geliyordu. Derelerin üzerinden atlarken birbirlerine daha sıkı sarıldılar, sık ağaçların arasından geçerken el ele tutuşup ilerlediler. Baykuş Kardeş'i gördüklerinde ona minnetle selam verdiler. Baykuş Kardeş de bilge gözleriyle onlara gülümsedi. Evlerine vardıklarında, günün yorgunluğu olmasına rağmen hala enerjileri yüksekti. O gece Fındık, en sevdiği çam ağacının dalında uyurken, Pamuk da yumuşak yatağında tatlı rüyalar görüyordu. Gökyüzündeki köprünün ve o harika bahçenin hayaliyle uyuyakaldılar. Çünkü biliyorlardı ki, dostlukları sayesinde her zaman yeni ve büyülü maceralar onları bekliyordu. Ve en önemlisi, birbirlerine destek oldukları sürece her zorluğun üstesinden gelebilirlerdi.

Bir varmış bir yokmuş, uzaklarda, rengarenk çiçeklerle dolu bir köyde, Zeynep adında küçük bir kız yaşarmış. Zeynep, araçlara bayılırdı! Özellikle de otobüslere. Onun için en güzel oyuncak, kocaman, kırmızı bir otobüs maketiydi. Bu otobüs, Zeynep'in hayal gücünün anahtarıydı sanki. Bir gün, Zeynep otobüsüyle oynarken, birden otobüs büyümeye başladı! Öyle böyle değil, bildiğiniz kocaman bir otobüs oldu! Kapısı açıldı ve içinden tatlı bir ses, "Merhaba Zeynep! Fantastik bir yolculuğa çıkmak ister misin?" diye sordu. Zeynep şaşkınlıkla başını salladı. "Evet! Çok isterim!" Otobüsün içinde, Zeynep'in oyuncak ayısı Ayıcık ve sevgili kedisi Minnoş da vardı! Onlar da bu sürprize çok sevinmişlerdi. Zeynep, Ayıcık ve Minnoş, hep birlikte otobüse bindiler. Otobüsün şoförü, kocaman gülen bir güneşti. Güneş şoför, "Hazır mıyız?" diye sordu. Hep bir ağızdan "Hazırız!" diye bağırdılar. Otobüs hareket etti ve köyden ayrıldılar. İlk durak, Pamuk Şeker Bulutları Diyarı oldu! Her yer pembe ve mavi bulutlarla kaplıydı. Zeynep, Ayıcık ve Minnoş bulutların üzerinde zıpladılar, pamuk şekerlerden tattılar. Sonra otobüs, Yıldızlar Şelalesi'ne doğru yol aldı. Şelaleden akan sular, pırıl pırıl yıldız tozuydu! Zeynep, yıldız tozuyla yüzünü yıkadı, dilekler diledi. Bir sonraki durak, Oyuncaklar Ülkesiydi. Burada her yer oyuncaklarla doluydu! Zeynep, Ayıcık ve Minnoş, oyuncak trenlere bindiler, oyuncak bebeklerle dans ettiler, oyuncak hayvanlarla oyunlar oynadılar. Ama Zeynep, bir şey fark etti. Annesi ve babası yanında değildi. Biraz üzüldü. Ayıcık, Zeynep'e sarıldı. Minnoş, bacaklarına sürtündü. Zeynep, Güneş şoföre dönerek, "Acaba evimize gidebilir miyiz? Annemle babamı çok özledim." dedi. Güneş şoför gülümsedi. "Elbette, Zeynep. Aile olmak, en güzel yolculuktur." Otobüs, Zeynep'in evine doğru yola çıktı. Eve vardıklarında, annesi ve babası onları kapıda bekliyordu. Zeynep, annesine ve babasına sımsıkı sarıldı. Onlarla birlikte olmak, tüm fantastik yolculuklardan daha güzeldi. Ayıcık ve Minnoş da onlara sarıldı. O gece, Zeynep ailesiyle birlikte yemek yedi, oyunlar oynadı ve bol bol güldüler. Sonra, yatağına girdiğinde, Ayıcık'ı yanına aldı ve Minnoş da ayak ucuna kıvrıldı. Zeynep, ailesinin sevgisiyle sarılı, huzur içinde uykuya daldı. Yarın yine oyunlar oynayacaklardı, belki de yeni bir maceraya atılacaklardı. Ama ne olursa olsun, ailesi her zaman yanındaydı ve bu ona dünyanın en güvenli hissini veriyordu.

Bir varmış bir yokmuş, ormanların derinliklerinde, rengarenk çiçeklerin cıvıl cıvıl şarkılar söylediği yemyeşil bir vadide minik bir kız yaşarmış. Adı Asel'miş. Asel, dünyadaki en meraklı çocuklardan biriymiş. Gözleri her zaman parlar, kalbi ise keşfetme arzusuyla doluymuş. En çok da ormanın gizemli sakinlerini, minik böcekleri ve rengarenk kelebekleri severmiş. Onların küçük dünyaları Asel için büyük bir macera demekmiş. Bir sabah, güneşin ilk ışıkları ormanın üzerini yorgan gibi örtmeye başladığında, Asel her zamankinden daha heyecanlıymış. Elinde küçük bir defter ve rengarenk kalemleri olduğu halde, ormanın en gizemli köşelerini keşfetmek için yola koyulmuş. Yürürken dalların arasından süzülen ışık huzmeleri, üzerine konan bir uğur böceğinin kanatlarındaki siyah noktalar, bir arının vızıldayarak çiçekten çiçeğe konması onu büyülüyormuş. Asel ilerledikçe, daha önce hiç görmediği bir yere varmış. Burası, daha da büyük ve daha da parlak çiçeklerle doluymuş. Tam ortasında, adeta bir taç gibi parlayan, üzerinde binbir türlü rengin dans ettiği devasa bir menekşe varmış. Bu menekşenin yapraklarının arasında, küçük bir grup hayvan bir araya gelmiş. Bir tarafta, tüyleri güneş gibi parlayan parlak sarı bir arı, diğer tarafta, minik tüyleri çiy damlalarıyla süslenmiş hassas bir kelebek, yanında ise yuvarlak ve tombul, antenleri merakla havayı koklayan bir uğur böceği varmış. Bir de, uzun bacakları ve incecik boynuyla nazikçe etrafa bakan bir karınca lideri. Hepsinin yüzünde hafif bir endişe varmış. Asel sessizce onlara yaklaşmış. Arı, adeta bir toz bulutu gibi etrafında vızıldarken, "Merhaba küçük insan! Bizim küçük bir sorunumuz var," demiş. Kelebek, rengarenk kanatlarını nazikçe çırparak eklemiş, "Biliyorsun, bu dev menekşe hepimizin yuvası. Ama bu sabah, en lezzetli polenlerle dolu olan tepedeki tomurcuğu bir fırtınada kaybetmişiz. Onu geri getiremezsek, kış için yeterli polenimiz olmayacak." Uğur böceği de başıyla onaylamış, "Ve o tomurcuk, en tatlı nektarı taşıyordu. Hepimiz ona güveniyorduk." Karınca lideri, Asel'e dönerek, "Biz çok küçüğüz, o tomurcuğu o kadar yükseğe tek başımıza taşıyamayız. Ama sen, bizden daha büyüksün," demiş umutla. Asel'in kalbi hızla çarpmış. Bu küçük dostlarına yardım etme fırsatı onu çok heyecanlandırmış. "Elbette yardım ederim!" demiş neşeyle. "Nasıl yapabiliriz?" Karınca lideri, planını anlatmış. "Biz en güçlü olanlar, tomurcuğu yuvarlayarak aşağı indirmeye çalışacağız. Sen de o yuvarlanırken yolunu açacaksın, dikenli dalları kenara çekeceksin, böylece tomurcuk zarar görmez." Arı eklemiş, "Ben de etrafta uçup, yolumuzu aydınlatmak için elimden geleni yapacağım." Kelebek ise, "Ben de en sevdiğim renkli tozlarımla tomurcuğun etrafını sarıp, onu daha yumuşak tutacağım," demiş. Hep birlikte dev menekşenin tepesine doğru tırmanmaya başlamışlar. Asel, daha önce hiç bu kadar büyük bir çiçek yaprağında yürümemişmiş. Yürürken dalları kenara çekiyor, sivri dikenlerden kaçınıyormuş. Karıncalar, hep birlikte, minicik ama güçlü bedenleriyle devasa tomurcuğu yavaşça itmeye başlamışlar. Uğur böceği, minik bacaklarıyla tomurcuğun altında denge sağlamaya çalışıyormuş. Arı, havada vızıldayarak onlara yol gösteriyormuş. Kelebek ise, rengarenk kanatlarından dökülen parlak tozlarla tomurcuğu kaplıyormuş. Yolculuk kolay olmamış. Bazen tomurcuk hızlı yuvarlanmış, bazen de bir dal önüne takılmış. Ama Asel ve hayvan dostları birbirlerine yardım etmekten hiç vazgeçmemişler. Asel, yorulduğunda minik dostlarının ona cesaret verdiğini görmüş. Karıncalar, zorlandıklarında arının vızıltısıyla motive olmuşlar. Kelebek, her düştüğünde uğur böceğinin tatlı sözleriyle tekrar havalanmış. Nihayet, saatler süren bir mücadelenin ardından, dev menekşenin dibine ulaşmışlar. Tomurcuk, hiçbir zarar görmeden, parlak bir şekilde duruyormuş. Tüm hayvanlar sevinçle bağırışmış. Asel de onların mutluluğuyla gülümsemiş. Karınca lideri, Asel'in yanına gelerek, "Teşekkür ederiz Asel. Senin sayende bu zorluğun üstesinden geldik. Arkadaşlık ve yardımlaşma olmasaydı, başaramazdık," demiş. Arı da vızıldayarak, "Evet, birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu anladık!" diye eklemiş. Kelebek, en güzel renklerini sergileyerek, "Asel, sen bizim en iyi dostumuzsun," demiş. O günden sonra Asel ve ormandaki böcekler ile kelebekler çok yakın arkadaş olmuşlar. Asel, sık sık onları ziyaret etmiş, onlarla oyunlar oynamış, onlara hikayeler anlatmış. Birlikte çiçeklerin arasında koşmuşlar, polen toplama maceralarına çıkmışlar ve en önemlisi, her zaman birbirlerine yardım etmişler. Bu deneyim, Asel'e arkadaşlığın, yardımlaşmanın ve birlikte hareket etmenin ne kadar değerli olduğunu öğretmiş. Ve Asel biliyormuş ki, ne kadar küçük olursa olsun, her canlının bir kalbi varmış ve sevgiyle bir araya gelindiğinde, her zorluğun üstesinden gelinebilirmiş. Ormanın kalbi, o gün daha da renklenmiş ve daha mutlu atmaya başlamış.
Blog'dan Son Yazılar

Masallardaki Gizli Dersler: Çocuğunuza Değerleri Eğlenceli Bir Yolla Nasıl Öğretirsiniz?
Masallar, çocuklara değerleri eğlenceli bir şekilde öğretmenin en güçlü yollarından biridir. Aile, arkadaşlık, dürüstlük gibi tematik masalları keşfedin.

Çocuğunuzun Korkularını Anlamak: Gece Canavarlarıyla Başa Çıkan Kahramanların Hikayeleri
Çocuklarda karanlık ve canavar korkusu yaygındır. Masallar, oyunlar ve ebeveyn desteğiyle bu korkular aşılabilir, güven ve cesaret gelişir.

Neden Kişiye Özel Masallar? Çocuğunuzun Kendi Hikayesinin Kahramanı Olmasının Psikolojik Faydaları
Kişiye özel masallar, çocuklarda dil gelişimi, özgüven, empati ve hayal gücünü desteklerken aile bağlarını da güçlendiriyor.
Sesli ve Görüntülü Masallar
Masallarımızı sadece okumakla kalmayın, aynı zamanda Spotify'dan dinleyin veya YouTube kanalımızdaki görsel maceraları izleyin.
Sıra Sende: Kendi Maceranı Yarat

Sihirli kelimeler bir araya geliyor...
Lütfen bekleyin, harika bir macera hazırlanıyor!
İşte Masalınız!
Bu masalı nasıl buldunuz?
Geri bildiriminiz, yapay zekayı geliştirmemize yardımcı oluyor.
3 hakkınız kaldı