
Balon Çantalı Kaplumbağanın Sihirli Şatosu
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarlarda, Zümrüt Vadisi'nin eteklerinde, minik bir şövalye yaşarmış. Adı Berk'ti. Berk, kocaman hayalleri olan, cesur mu cesur bir çocuktu. Tahta kılıcı ve kartondan zırhıyla her gün kendini bir maceranın içinde hayal ederdi.
Bir gün, Berk bahçesinde oynarken, daha önce hiç görmediği bir şeyle karşılaştı. O da neydi öyle? Ağır ağır yürüyen, sırtında rengarenk balonlardan örülmüş çantaları olan bir kaplumbağa! Kaplumbağa, sanki bir baloncu dükkanını sırtında taşıyordu.
Berk şaşkınlıkla sordu: "Sen de kimsin? Ve sırtındaki o balonlar da neyin nesi?"
Kaplumbağa gülümsedi. Sesi, rüzgarda salınan çanların sesi gibiydi. "Ben Baloncu Berto. Bu balonlar, sadece balon değil. Bunlar, sihirli yolculuk balonları! Seni istediğin yere götürebilirler."
Berk'in gözleri parladı. "Sihirli yolculuk mu? Şatolara gitmek için mi?"
Berto kıkırdayarak cevapladı: "Hem de nasıl! Hatta, hiç kimsenin bilmediği, gökyüzünde yüzen bir şatoya bile!"
Berk heyecanla Berto'nun yanına yaklaştı. "Gökyüzünde yüzen bir şato mu? Lütfen, beni oraya götür!"
Berto, sırtındaki balonlardan birini seçti. Balon, gökkuşağı renklerinde parıldıyordu. "Bu balon, Seni Düşler Şatosu'na götürecek. Ama dikkat et, orası çok özel bir yerdir. Orada sadece hayalleri gerçek yapmaya inananlar kalabilir."
Berk, tereddüt etmeden balonu tuttu. Birden kendini yerden yükselirken buldu. Rüzgar saçlarını okşuyordu, aşağıda Zümrüt Vadisi küçülüyordu. Berto, aşağıdan el sallıyordu.
Yolculuk çok eğlenceliydi. Balon, bulutların arasında dans ediyor, yıldızlara dokunuyordu. Sonunda, Berk gökyüzünde yüzen bir şato gördü. Şato, pamuk şekerinden duvarlara, çikolatadan kulelere sahipti. Etrafında, kahkahalarla uçuşan minik periler vardı.
Şatonun kapısı açıldı ve Berk içeri girdi. İçerisi, hayallerin gerçekleştiği bir yerdi. Bir köşede, devasa bir oyuncak treni raylarda ilerliyor, diğer köşede, konuşan kitaplar kendi hikayelerini anlatıyordu.
Berk, şatoda saatlerce oynadı, eğlendi. Ama bir süre sonra, evini özlediğini fark etti. Annesi ve babasını, bahçesini ve tahta kılıcını...
Düşler Şatosu'nun Baş Perisi, Berk'in düşüncelerini okudu. "Evini özlediğini biliyorum. Ama üzülme, burası her zaman seni bekliyor olacak. Kalbinde hayallere inanmaya devam edersen, istediğin zaman buraya geri dönebilirsin."
Baş Peri, Berk'e sihirli bir tüy verdi. "Bu tüy, seni evine geri götürecek. Ama unutma, hayallerine sahip çık!"
Berk, tüyü tuttu ve gözlerini kapadı. Bir anda kendini bahçesinde, Berto'nun yanında buldu. Baloncu kaplumbağa, hala oradaydı.
"Nasıl geçti yolculuk?" diye sordu Berto.
Berk gülümsedi. "Harikaydı! Ama evimi de çok özlemişim."
Berto başını salladı. "Ev özlemi, sevginin en güzel göstergesidir. Ve hayaller, seni her zaman yeni maceralara götürecek."
Berk, Berto'ya sıkıca sarıldı. "Teşekkür ederim Baloncu Berto. Bana hayallerin ne kadar önemli olduğunu öğrettin."
Berto, sırtındaki balonlardan birini daha Berk'e verdi. "Bu balon, her zaman hayallerini hatırlaman için. Artık her zaman kalbinde bir şövalye olacaksın."
Berk, balonu elinde tutarak evine koştu. O günden sonra, tahta kılıcıyla oynamaya ve kartondan zırhını giymeye devam etti. Ama artık, hayallerinin gücünün farkındaydı. Ve biliyordu ki, Baloncu Berto ve Düşler Şatosu, her zaman kalbinde yaşayacaktı. Ve en önemlisi, her zaman bir şövalye olarak yaşamalıydı.
Ve onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Bu masalı beğendiniz mi?
Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.