İnci'nin Rengarenk Macerası için kapak görseli

İnci'nin Rengarenk Macerası

Bu masal İnci için Annesi tarafından oluşturuldu.
Tarih yükleniyor...

Bir varmış bir yokmuş, yanakları elma gibi kırmızı, gözleri pırıl pırıl parlayan İnci adında küçücük bir kız varmış. İnci’nin en sevdiği şey, odasındaki masanın üzerine kocaman bir kağıt serip resim yapmaktı. Ama onun boya kalemleri sıradan kalemler değildi; onlar sihirliydi!

Bir öğleden sonra İnci’nin içinde bir sürü duygu dans ediyordu. Hem çok mutlu olduğu için zıplamak istiyor, hem de biraz sakin kalmak istiyordu. Ne yapacağını bilemedi ve sihirli kalem kutusunu açtı. Önce parlak sarı kalemini eline aldı. Bu kalem onun mutluluk kalemiydi. Kağıdın tam ortasına kocaman, gülümseyen bir güneş çizdi. Güneş o kadar neşeliydi ki, sanki “Merhaba İnci!” diye kıkırdıyordu.

Sonra yumuşacık yeşil kalemini kaptı. Yeşil, huzur demekti. Güneşin altına yemyeşil, pofuduk bir tepe çizdi. Tepe o kadar yumuşak görünüyordu ki, üzerine uzanıp yuvarlanmak istedi. Ardından mavi kalemini aldı. Mavi renk biraz düşünceliydi, tıpkı sakin bir su birikintisi gibi. Tepenin yamacına minicik, şırıl şırıl akan bir dere çizdi.

İnci resmine bakarken birden kağıttan tatlı bir melodi yükseldi ve renkler dans etmeye başladı. Sarı güneş göz kırptı, yeşil tepe usulca sallandı ve mavi dere gerçekten de akmaya başladı! Gözlerini bir açıp kapadı ve hooop! İnci kendini çizdiği resmin tam ortasında buldu. Her şey capcanlıydı!

Yemyeşil tepede yürürken karşısına pofuduk kuyruklu, mor bir sincap çıktı. Sincap elindeki meşe palamudunu İnci’ye uzattı. “Bu bir kıkırdama fındığı,” dedi cıvıl cıvıl bir sesle. İnci fındığı ağzına atar atmaz içini bir gıdıklanma kapladı ve kahkahalarla gülmeye başladı. Güldükçe etrafına pembe ve turuncu renkli neşe balonları saçılıyordu.

Sonra mavi derenin kenarına oturdu. Derenin sakin sesi ona huzur verdi. Suya dokunduğunda parmaklarından suya minik, gümüş rengi pırıltılar döküldü. O sırada yanına kanatları gökkuşağı renginde olan kocaman bir kelebek kondu. Kelebek hiç konuşmadı, sadece kanatlarını yavaşça çırparak İnci’ye en güzel renklerini gösterdi. İnci anladı ki, bazen sessizlik ve sakinlik de çok güzeldi.

Neşeli güneş onu ısıtmış, sakin dere onu dinlendirmiş, kıkırdayan sincap onu güldürmüştü. Resmindeki her rengin, her duygunun ne kadar özel olduğunu fark etti. Hepsi bir araya gelince harika bir macera ortaya çıkmıştı.

Yavaşça gözlerini açtığında kendini yine odasında, masasının başında buldu. Önündeki kağıtta çizdiği resim duruyordu ama artık sanki daha da canlı parlıyordu. İnci, içindeki bütün duyguların ne kadar değerli olduğunu anlamıştı. Mutluluğu da, sakinliği de hepsi onundu ve hepsi çok güzeldi. Resmine kocaman sarıldı ve o gece rüyasında mor sincap ve gökkuşağı kanatlı kelebekle birlikte rengarenk bulutların üzerinde dans etti.

Bu masalı beğendiniz mi?

Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.

Bu Masalı Paylaş