
Mır Mır’ın Sihirli Sözcükleri
Uçsuz bucaksız yemyeşil bir orman varmış. Bu ormanda rengârenk çiçekler açar, kelebekler gökyüzünde dans eder, kuşlar neşeyle şarkılar söylermiş. Çimenlerin üstü sabahları çiğ taneleriyle parıldar, rüzgâr dallar arasında melodiler fısıldarmış. İşte bu masalsı ormanın kalbinde, küçük kırmızı çatılı bir evde bembeyaz tüylü, masmavi gözlü sevimli bir kedi yaşarmış. Onun adı Mır Mır’mış.
Mır Mır çok tatlı görünse de bir huyu varmış: nazik sözcükleri hiç kullanmazmış. “Lütfen demeye ne gerek var ki? İstediğimi söylerim, alırım giderim. Teşekkür etmek de boşuna zaman kaybı,” diye düşünürmüş. Bu yüzden çoğu zaman sesini yükseltir, patilerini masaya vurur, isteklerini emrederek dile getirirmiş. Ama Mır Mır’ın henüz bilmediği bir şey varmış: bazı sözcükler öyle güçlüymüş ki, tıpkı sihirli değnekler gibi kalpleri yumuşatır, dostlukları güçlendirirmiş.
Bir sabah güneş ışıkları odasına dolmuş. Kuşlar neşeli cıvıltılarla yeni günü karşılıyormuş. Mır Mır uyanmış, esnemiş, karnı guruldamış. “Çok acıktım!” diye miyavlamış. Koşarak mutfağa gitmiş. Annesi masayı hazırlıyormuş. Elinde önlüğü, pencereden süzülen ışıklarla aydınlanıyormuş. Mır Mır patilerini yere vurmuş: “Anne, mama ver!” Annesi nazikçe mama kabını doldurmuş ama gözleriyle ona uyarıcı bir bakış atmış: “Mır Mır, bir şey isterken ‘lütfen’ demek çok daha güzeldir. Lütfen derken sesin de yumuşar, karşındaki mutlu olur. Dene istersen.” Mır Mır suratını asmış. “Ne gerek var anne, zaten verdin işte,” demiş ve mamasını hızla yemiş. Sonra pencereye çıkmış. Ormanda sincapların oynadığını görünce miyavlamış: “Ben dışarı çıkacağım!” Annesi derin bir nefes almış, hafifçe gülümsemiş: “Tamam Mır Mır. Ama nazik sözcükleri unutma. Bir gün ne kadar değerli olduklarını göreceksin.”
Mır Mır dışarı çıkmış. Ağaçların arasında en yakın arkadaşı Pıtırcık Sincap’ı görmüş. Pıtırcık koca bir kese fındık taşıyormuş, yüzü sevinçle parlıyormuş. “Merhaba Mır Mır! Gel, birlikte fındık yiyelim. Seninle paylaşmak istiyorum,” demiş neşeyle. Mır Mır’ın gözleri parlamış ama sesi çok sert çıkmış: “Hayır, paylaşma! Hepsini bana ver!” Pıtırcık şaşırmış. “Bunları toplamak için çok uğraştım. Hem birlikte yemek daha keyifli olmaz mı?” Mır Mır sabırsızca patisini sallamış: “Ver dedim! Hemen!” Pıtırcık’ın gözleri dolmuş. Üzülerek fındık kesesini bırakmış, sessizce uzaklaşmış. Mır Mır sevinçle keseyi açmış, fındıkları yemiş. Ama şaşırtıcı bir şey olmuş: hiç tat alamamış. Sanki fındıkların lezzeti kaybolmuş. Pıtırcık’ın üzgün yüzü aklından çıkmamış.
Biraz ileride çiçekler arasında Arı Vızvız’ı görmüş. Vızvız kocaman kanatlarıyla uçarak yeni yaptığı ballı kekleri diziyormuş. Keklerin kokusu tüm çayırı sarmış. “Merhaba Mır Mır!” demiş Vızvız. “Senin için de bir kek yaptım. İster misin?” Mır Mır patisini uzatmış: “İsterim. Ver!” Vızvız biraz şaşırmış ama nazikçe bir kek uzatmış. Mır Mır keki almış, ağzına tıkmış, tek kelime etmeden yürüyüp gitmiş. Arı Vızvız’ın yüzündeki gülümseme sönmüş. “Bir ‘teşekkür ederim’ deseydi ne güzel olurdu,” diye mırıldanmış.
Günler geçmiş. Mır Mır hâlâ kimseye “lütfen” ya da “teşekkür ederim” dememiş. Bir şey istediğinde emretmiş. Sonunda ormandaki hayvanlar ondan uzaklaşmaya başlamış. Pıtırcık onu görünce koşarak kaçmış. Arı Vızvız keklerini paylaşmaz olmuş. Kuşlar bile yanından geçerken şarkılarını kesmiş. Mır Mır yalnız kalmış. Oyuncakları varmış ama tek başına oynayınca hiçbir keyif vermemiş. İçinde bir boşluk hissetmiş.
Bir öğleden sonra Mır Mır, ağaçların gölgesinde yeni doğan yavrularını ısıtan Anne Tavuk Tontik ile karşılaşmış. Minicik sarı civcivler annelerinin etrafında cıvıldıyormuş. Mır Mır merakla yaklaşmış. Tontik önce biraz duraksamış ama sonra gülümsemiş: “Merhaba Mır Mır. Bunlar yavrularım. Çok hassaslar. Onlara yaklaşmak istersen önce bana sor. Nazik olmalısın.” Mır Mır şaşırmış. İlk kez böyle bir şey duyuyordu. Yavaşça sormuş: “Onlara dokunabilir miyim… lütfen?” Tontik’in gözleri parlamış: “Tabii ki! Yavaşça, çok nazikçe.” Mır Mır patisinin ucuyla civcivlerden birine dokunmuş. Civcivin tüyleri pamuk gibi yumuşakmış. İçinde sıcacık bir his uyanmış. “Teşekkür ederim Tontik,” demiş içtenlikle. Tontik gülümsemiş: “İşte böyle Mır Mır. Nazik sözler karşındakini mutlu eder. Kalpleri ısıtır.”
O akşam Mır Mır düşündükçe düşündü. “Lütfen” deyince Tontik mutlu olmuştu. “Teşekkür ederim” deyince gözleri parlamıştı. Belki de annesinin dediği doğruydu: nazik sözler sihirliydi. Ertesi sabah Pıtırcık’ın yanına gitmiş. Pıtırcık onu görünce kaçmaya hazırlanmış. “Pıtırcık, bekle!” demiş Mır Mır. “Dün sana kaba davrandım. Fındıklarını almakla yanlış yaptım. Çok özür dilerim. Eğer izin verirsen seninle fındık yemek istiyorum. Lütfen.” Pıtırcık önce şaşırmış, sonra yüzü gülümsemiş: “Elbette Mır Mır! Gel, birlikte yiyelim.” Birlikte oturmuşlar, fındıkları paylaşmışlar. Bu sefer fındıklar eskisinden çok daha tatlı gelmiş.
Sonra Arı Vızvız’a gitmiş. “Vızvız, dün keklerini alırken teşekkür etmedim. Çok kabaydı. Keklerin harika! Eğer mümkünse bana bir tane daha verir misin? Lütfen.” Vızvız kanatlarını sevinçle çırpmış, ona kocaman bir kek vermiş. Mır Mır keki almış: “Teşekkür ederim Vızvız!” Vızvız gülmüş: “Rica ederim Mır Mır! Ne kadar naziksin!”
O günden sonra Mır Mır değişmiş. Artık bir şey istediğinde “lütfen”, biri ona yardım ettiğinde “teşekkür ederim”, yanlış yaptığında “özür dilerim” diyormuş. Ormandaki dostları yeniden onunla oynamaya başlamış. Kuşlar şarkılarını söylemiş, Pıtırcık fındıklarını paylaşmış, Arı Vızvız keklerinden ikram etmiş. Mır Mır anlamış ki, nazik sözler tıpkı sihirli değnekler gibiymiş: kalpleri ısıtır, dostlukları güçlendirirmiş.
Ve biliyor musunuz? O günden sonra Mır Mır ne zaman bir şey istese, ağzından çıkan ilk kelime hep şu olurmuş: “Lütfen…”
Bu masalı beğendiniz mi?
Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.
Bir Yorum Bırakın
Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!