Tırtıl Tonton ve Uçan Dilek Ağacı için kapak görseli

Tırtıl Tonton ve Uçan Dilek Ağacı

Tarih yükleniyor...

Bir zamanlar, yemyeşil, pırıl pırıl bir orman varmış. Bu ormanın adı, "Gülümseme Ormanı"ymış. Çünkü bu ormanda yaşayan her hayvan, her sabah kocaman bir gülümsemeyle uyanırmış. Bu ormanda yaşayan sevimli hayvanlardan biri de Tırtıl Tonton'muş. Tonton, adından da anlaşılacağı gibi tombul, yemyeşil ve çok neşeli bir tırtılmış. En sevdiği şey, rengârenk çiçeklerin yapraklarında yuvarlanmak ve tatlı tatlı yaprak yemekmiş.

Tonton, her sabah uyandığında ormanın en tepesindeki **"Dilek Ağacı"**nı hayranlıkla izlermiş. Dilek Ağacı, diğer ağaçlara hiç benzemezmiş. Sadece baharda açan, mis kokulu, bembeyaz çiçekleri varmış. Ama bu çiçekler sıradan çiçekler değilmiş. İçinde küçük, parlak, ışıl ışıl tohumlar saklarmış. Rüzgâr estikçe bu tohumlar uçuşur, Dilek Ağacı’nın etrafında dönüp dururmuş. Ormandaki hayvanlar, bu tohumlara "Uçan Dilek Tohumları" adını vermişler. Çünkü inanışa göre, bu tohumları yakalayan her kim olursa, bir dileği gerçekleşirmiş. Tonton'un en büyük hayali, bir gün o tohumlardan birini yakalayıp dileğini dilemekmiş. Hangi dileği mi? Kocaman, parlak kanatlara sahip, rengârenk bir kelebek olmak.

Bir sabah Tonton, uyanır uyanmaz Dilek Ağacı’na doğru heyecanla yola koyulmuş. Ağacın dibine geldiğinde, ağacın dallarındaki bembeyaz çiçeklerin daha yeni açmaya başladığını görmüş. Tonton, hemen bir çiçeğin yanına tırmanmış ve tohumların düşmesini beklemeye başlamış. Gözlerini kocaman açmış, tüm dikkatini tohumlara vermiş. Ama ne kadar beklerse beklesin, hiçbir tohum düşmüyormuş.

Tonton'un yanına, turuncu tüylü, sevimli bir sincap gelmiş. Adı Fındık’mış. Fındık, Tonton'un üzgün yüzünü görünce sormuş: "Tonton, ne bekliyorsun burada? Neden bu kadar dalgınsın?"

Tonton iç çekerek cevap vermiş: "Dilek Ağacı'ndan Uçan Dilek Tohumları'nın düşmesini bekliyorum Fındık. Bir an önce kelebek olmak istiyorum ama hiçbir tohum düşmüyor."

Fındık, Tonton'un omzuna nazikçe dokunmuş: "Ah Tonton! Biliyorum, dileğin çok güzel. Ama Dilek Ağacı'nın tohumları öyle hemen düşmez ki. Önce çiçekler tam olarak açacak, sonra güneşin ışınları onlara değecek, daha sonra da bahar rüzgârı usulca estiğinde tohumlar havalanacak. Bütün bunlar için sabırla beklemen gerekir."

Tonton, kaşlarını çatarak sormuş: "Sabır ne demek ki Fındık? Ben hemen şimdi kelebek olmak istiyorum! Beklemek hiç eğlenceli değil."

Fındık gülümseyerek cevap vermiş: "Sabır, bir çiçeğin açmasını izlemek gibidir Tonton. Acele ederseniz, çiçeğin güzelliğini göremezsiniz. Her şeyin bir zamanı vardır. Tıpkı senin kelebek olman gibi."

Bu sözler Tonton'un kafasını karıştırmış. Yine de hemen pes etmek istememiş. "O zaman ben bu işi hızlandırırım!" diye düşünmüş. Önce çiçeklerin açması için dalları sallamaya başlamış. Küçük Tonton’un sarsmasıyla dallar hafifçe sallanmış ama çiçekler olduğu yerde durmuş. Sonra bir yaprak alıp çiçeklere yelpaze gibi sallamış, belki rüzgâr sanıp tohumları bırakırlar diye düşünmüş. Ama bu da işe yaramamış. Hatta dalları o kadar çok sallamış ki, bir çiçeğin yaprağı kopuvermiş. Tonton çok üzülmüş. "Belki de Fındık haklıdır," diye düşünmüş.

Ertesi gün Tonton, Dilek Ağacı’nın altında oturmuş, beklemeye karar vermiş. Ama yine de sabırsızlanıyormuş. Yanından geçen bir kaplumbağaya, "Kaplumbağa Tufan, senin adımların çok yavaş. Nasıl bu kadar sabırlı olabiliyorsun?" diye sormuş.

Kaplumbağa Tufan, yavaşça boynunu uzatmış: "Tonton, ben acele etmemeyi öğrendim. Biliyor musun, kabuğumun içindeki desenler, her yeni yıl bir halka daha eklenerek büyür. Ben bu desenlerin oluşmasını izlemeyi çok severim. Her şeyin bir zamanı var. Eğer acele etseydim, bu güzel desenleri fark etmezdim. Bazı güzel şeyler zamanla olur."

Tufan'ın sözleri Tonton'u biraz düşündürmüş. Tonton, Dilek Ağacı’nın altındaki bir taşa oturmuş ve ağacın dallarındaki çiçekleri izlemeye başlamış. Her gün gelip çiçeklere bakmış. İlk gün, çiçeklerin sadece tomurcukları varmış. İkinci gün, tomurcuklar biraz daha açılmış. Üçüncü gün, bembeyaz yapraklar iyice belirginleşmiş. Dördüncü gün, çiçekler mis gibi kokmaya başlamış. Tonton, her gün bu değişimleri izlemekten keyif almaya başlamış. Artık acele etmiyormuş, sadece izliyormuş.

Birkaç gün sonra, güneş ışıkları Dilek Ağacı’nın dallarındaki çiçeklere vurmaya başlamış. Tonton, bu ışıltılı anı hayranlıkla izlerken, hafif bir bahar rüzgârı esmeye başlamış. Rüzgâr, çiçeklerin içindeki parlak tohumlara usulca dokunmuş. Ve işte o an! Bir, iki, üç... Bembeyaz çiçeklerin içinden minik, ışıl ışıl tohumlar havalanmaya başlamış. Tonton, tohumların peşinden koşmamış, avucunu usulca açmış ve beklemiş. Bir tohum, sanki Tonton'u bulmak ister gibi, havalanarak Tonton'un avucuna konmuş.

Tonton'un kalbi sevinçle dolmuş. Avucundaki parlak tohumu nazikçe öpmüş ve en büyük dileğini dilemiş: "Keşke dünyanın en güzel kelebeği olsam!"

Birdenbire Tonton'un etrafında rengârenk, ışıltılı bir bulut belirmiş. Vücudu yavaşça değişmeye, büyümeye başlamış. Yepyeni bacakları, minik antenleri ve sırtında iki kocaman, ışıl ışıl kanadı belirmiş. Tonton artık bir tırtıl değil, rengârenk bir kelebekmiş! Kanatları gökkuşağının tüm renklerini taşıyormuş.

Tonton, o kadar mutluymuş ki havalanıp Dilek Ağacı'nın etrafında dönmeye başlamış. Fındık ve Tufan da onu izlemeye gelmişler. Tonton, yeni kanatlarıyla onlara teşekkür etmek için yanlarına konmuş.

"Bakın, başardım!" demiş neşeyle. "Fındık, Tufan, siz haklıydınız. Sabretmek, beklemek, o kadar güzelmiş ki! Ben kelebek olmanın tadını daha çok çıkardım, çünkü bu anı ne kadar çok istediğimi biliyordum. Beklemek, güzellikleri artırırmış."

Fındık ve Tufan, Tonton’un sözleri üzerine gülümsemişler. Tonton, yeni kelebek arkadaşlarına uçmayı öğretmiş, onlarla birlikte çiçeklerin üzerinde dans etmiş. O günden sonra Tırtıl Tonton, Sabırlı Kelebek Tonton olmuş. Herkese sabrın ne kadar değerli olduğunu anlatır, sabırla beklenen her şeyin sonunda güzellikle geldiğini öğretirmiş. Ve Gülümseme Ormanı'nda herkes, bir Dilek Tohumu için acele etmek yerine, o güzel anı sabırla beklemeyi öğrenmiş.

Bu masalı beğendiniz mi?

Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.

Bu Masalı Paylaş