Küçük Çekirgenin Hazine Macerası

Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil bir ovada yaşayan minik bir çekirge varmış. Adı Küçük Çekirge’ymiş. Küçük Çekirge’nin en büyük hayali, hiç kimsenin bulamadığı gizemli bir hazineyi keşfetmekmiş. Kendisi gibi konuşabilen diğer hayvan dostlarına bu hayalini anlattığında, hepsi merakla dinlemiş. Tilki Usta, “Küçük Çekirge, hazine avı zorlu bir iştir ama kalbindeki merak seni doğru yola götürecektir,” demiş. Bilge baykuş Baykuşgiller ise, “Gözlerinle değil, kalbinle bakarsan hazinenin nerede olduğunu anlarsın,” diye fısıldamış.

Küçük Çekirge, bu tavsiyeleri aklına yazıp yola koyulmuş. İlk durağı, her zaman şakalar yapan ama aslında çok iyi kalpli olan sincap Pamuk-Yanak olmuş. Pamuk-Yanak, ormanın derinliklerindeki en yaşlı meşe ağacının köklerinde saklı bir işaret olduğunu söylemiş. “O işaret, sana bir sonraki ipucunu verecek,” demiş heyecanla. Küçük Çekirge, Pamuk-Yanak'a teşekkür edip hızla yaşlı meşenin yanına gitmiş. Ağacın altını üstünü ararken, pürüzsüz bir taşın üzerinde, güneşi anımsatan altın bir çizim fark etmiş. Bu çizim, bir nehrin kıvrımını andırıyormuş.

Küçük Çekirge, nehrin kıvrımına doğru seyahat ederken, yolda karşılaştığı diğer konuşan hayvanlardan da yardım almış. Arı Vızvız, nehrin kenarında, ışıkta parıldayan özel bir çiçeğin üzerinde saklı bir şey olabileceğini söylemiş. Kelebek Kanat ise, o çiçeğin sadece sabahın ilk ışıklarıyla açıldığını ve çok nadir görüldüğünü eklemiş. Küçük Çekirge, sabırla ertesi sabahı beklemiş. Güneş doğar doğmaz, nehrin kenarındaki rengarenk çiçekler arasında, pırıl pırıl parlayan sarı bir çiçeği görmüş. Çiçeğin tam ortasında, minik, parlak bir taş duruyormuş.

Taşa dokunduğunda, birdenbire etrafı ışık kaplamış. O anda, hazinenin altın veya mücevher olmadığını anlamış. Gerçek hazine, yolculuğu boyunca edindiği dostluklar, öğrendiği bilgiler ve kalbindeki cesaretmiş. Tilki Usta’nın sözleri aklına gelmiş; evet, merakı onu doğru yola götürmüş ama bu yolculukta kazandığı her şey çok daha değerliymiş. Küçük Çekirge, dostlarının yanına dönerek bu harika keşfini anlatmış. Hep birlikte, ormanın en güzel köşesinde toplanıp, bu unutulmaz macerayı kutlamışlar. O günden sonra Küçük Çekirge, en büyük hazinenin sevgi ve dostluk olduğunu biliyormuş. Bu bilgiyle iç huzuru bulmuş ve her zaman mutlu yaşamış.