
Minik Ayı ve Gizemli Orman
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanın kenarında minicik bir ayı yaşarmış. Adı Pamuk’muş. Pamuk, adının hakkını verircesine pamuk gibi yumuşak tüylere ve kocaman, meraklı gözlere sahipmiş. Diğer ayılar gibi bal yemekten ve uyumaktan çok hoşlansa da, Pamuk’un en sevdiği şey, annesiyle birlikte ormanın derinliklerini keşfetmekmiş. Orman, Pamuk için her zaman gizemli ve sihirli bir yer olmuş. Günlerden bir gün, Pamuk annesiyle birlikte ormanda dolaşırken, daha önce hiç görmediği rengarenk çiçeklerle dolu küçük bir açıklığa gelmiş. Bu çiçeklerin arasında bir de ne görsün! Minicik, tüyleri parlak kırmızı bir sincap, bir mantarın üzerinde oturmuş, tatlı tatlı şarkı söylüyormuş.
Pamuk, hayatında hiç konuşan bir hayvan görmediği için çok şaşırmış. Yavaşça sincaba yaklaşmış ve fısıltıyla sormuş: "Merhaba! Sen konuşuyor musun?" Sincap, şarkısını kesip Pamuk’a dönmüş. Gözleri heyecanla parlıyormuş. "Elbette konuşurum! Ben Cırtlak, bu ormanın en hızlı sincabıyım. Sen kimsin?" Pamuk, sesinin titrememesi için derin bir nefes almış ve "Ben Pamuk, ayı yavrusuyum," demiş. Cırtlak gülümsemiş ve "Tanıştığıma sevindim Pamuk! Bu ormanda benim gibi konuşan başka arkadaşlarım da var. Gel sana onları da göstereyim," diye teklif etmiş.
Pamuk, annesinden izin alıp Cırtlak ile birlikte ormanın daha da derinlerine doğru yürümeye başlamış. Yolda onlara kocaman, bilge gözlü bir baykuş ve her zaman neşeyle vızıldayan bir arı eşlik etmiş. Baykuş, "Hoş geldin Pamuk," demiş incecik sesiyle. "Bu orman hepimizin evi ve bizler birbirimize yardım ederiz." Arı ise etrafta vızıldayarak, "Evet evet, yardım ederiz! En tatlı balları buluruz, en güzel çiçekleri koklarız!" diye neşeyle eklemiş. Pamuk, bu konuşan hayvanlarla tanışmaktan dolayı çok mutluymuş. Hepsi ona ormanın sırlarını anlatmış, en güzel yerleri göstermiş. Birlikte rengarenk kelebeklerin peşinden koşmuşlar, şırıl şırıl akan derelerin kenarında serinlemişler.
Akşamüstü, güneş ormanın tepesinde yavaşça batmaya başlarken, Pamuk annesinin yanına dönmüş. Günü nasıl geçtiğini heyecanla anlatmış. Konuşan sincap Cırtlak’ı, bilge baykuşu ve neşeli arıyı anlatırken gözleri ışıl ışıl parlıyormuş. Annesi, Pamuk’un bu yeni dostlarını duyunca gülümsemiş. "Gördün mü oğlum," demiş. "Orman ne kadar da güzel ve sihirli. Orada yeni dostluklar kurdun ve bu çok harika bir şey." O gece Pamuk, en sevdiği yatağında uyurken, gün boyunca yaşadığı maceraları ve yeni arkadaşlarını düşünmüş. Kalbi sevgi ve huzurla dolmuş. Artık orman onun için sadece bir keşif yeri değil, aynı zamanda sıcacık dostlukların yeşerdiği güvenli bir yuva olmuş.
Bu masalı beğendiniz mi?
Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.