Nuray ve Firdevs'in Gizemli Ormanı için kapak görseli

Nuray ve Firdevs'in Gizemli Ormanı

Bu masal Atlas için Annesi tarafından oluşturuldu.
Tarih yükleniyor...

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir vadinin kenarında minik bir köyde Nuray ve Firdevs adında iki cana yakın kardeş yaşarmış. Nuray, ablası Firdevs'e çok düşkünmüş, her anı onunla oyunlar oynayarak, sırlarını paylaşarak geçermiş. Firdevs ise küçük kardeşinin her isteğini yerine getirmeyi, onu güldürmeyi en büyük mutluluk bilirmiş. Kardeşler, bu huzurlu köylerinde mutlu mesut yaşarken, köylerinin hemen yanı başında uzanan, gizemli ve masalsı bir orman varmış. Bu ormanın, içinde yaşayanlara türlü güzellikler sunduğuna dair pek çok hikaye anlatılırmış.

Bir sabah, güneşin ilk ışıkları pencerelerinden içeri süzülürken, Nuray heyecanla Firdevs'in yanına fırlamış. "Abla, abla! Gidebilir miyiz o gizemli ormana?" diye sormuş gözleri parlayarak. Firdevs, küçük kardeşinin bu merakını görünce gülümsemiş. Günlerdir aklında olan bu fikir için doğru zamanın geldiğini hissetmiş. "Elbette Nuraycığım," demiş, "Bugün o büyülü ormanın sırlarını keşfedeceğiz." Birlikte yanlarına biraz erzak alıp, anne ve babalarından izin alarak ormanın yolunu tutmuşlar. Ormanın girişi bile başlı başına bir harikaymış; ağaçların dalları birbirine kenetlenmiş, rengarenk çiçekler her yanı sarmış, kuşların neşeli cıvıltıları havada yankılanıyormuş.

İçeri adım attıklarında, adeta bambaşka bir dünyaya adım atmışlar. Ağaçların gövdeleri ışık saçan yosunlarla kaplıymış, yerlerde ise havada süzülen minik ışık küreleri dans ediyormuş. Nuray, gördüğü her şeye hayranlıkla bakarken, Firdevs de etraflarındaki güzellikleri dikkatle inceliyormuş. Yürürlerken, birdenbire ileriden gelen hüzünlü bir ses duymuşlar. Sesin geldiği yöne doğru gittiklerinde, yerde oturan küçük, tüyleri dökülmüş bir yavru geyiğin çaresizce annesini aradığını görmüşler. Yavru geyik, onları görünce daha da korkmuş.

Firdevs hemen yanına sokulmuş, nazikçe konuşmuş. "Merhaba küçük dostum. Kayıp mı oldun?" Yavru geyik, Firdevs'in yumuşak ses tonunu duyunca biraz olsun sakinleşmiş. Nuray da elindeki ekmek parçasını ona uzatmış. Yavru geyik ekmeği afiyetle yiyince, biraz olsun kendine gelmiş. Firdevs, yavru geyiğin annesini bulmak için ona yardım etmeye karar vermiş. "Merak etme, seni asla yalnız bırakmayacağız. Anneni birlikte bulacağız," demiş. Nuray da başıyla onaylayarak kardeşine destek olmuş. Ormanın derinliklerine doğru, yavru geyiğin kokusunu takip ederek yürümeye başlamışlar.

Yolculuk sırasında, karşılarına çıkan yaşlı bir baykuş onlara yol göstermiş. Baykuş, "Sakın pes etmeyin, kalbinizdeki iyilik sizi doğru yola ulaştıracaktır," diyerek onları cesaretlendirmiş. Firdevs ve Nuray, baykuşun sözleriyle daha da motive olmuşlar. Birbirlerine destek olarak, zorlu patikalardan geçmişler. Nuray, yorulduğunda Firdevs onu sırtına almış, Firdevs takılıp düşmek üzereyken Nuray elini uzatmış. Kardeşlik bağları ve birbirlerine olan güvenleri, onları daha da güçlü kılmış. Sonunda, ileriden gelen bir ağlama sesiyle karşılaşmışlar.

O ses, tam da yavru geyiğin annesine aitmiş. Minik geyik, annesini görünce sevinçle koşarak ona sarılmış. Anne geyik, çocuklara minnettar bir şekilde bakmış. Gözleri, yaşananların ardından bir parça huzur bulmuş gibi parlıyormuş. Firdevs ve Nuray, dostlarına yardım ettikleri için büyük bir mutluluk duymuşlar. Güneş batmaya yaklaşırken, ormanın derinliklerinden köyün ışıklarının göründüğünü fark etmişler. Yorgun ama mutlu bir şekilde, kalplerinde sevgi ve yardımlaşmanın güzelliğiyle evlerine doğru yola çıkmışlar. Bu büyülü orman, onlara kardeşliğin ve arkadaşlığın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatmış.

Bu masalı beğendiniz mi?

Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.

Bu Masalı Paylaş