Sinem ve Işıltılı Orman'ın Sırrı için kapak görseli

Sinem ve Işıltılı Orman'ın Sırrı

Tarih yükleniyor...

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ağaçlarla dolu, pırıl pırıl bir ormanda minik bir kız yaşarmış. Adı Sinem'miş. Sinem, meraklı gözleriyle etrafı hep süzer, her şeyi öğrenmek istermiş. En çok da ormanın derinliklerinde ne olduğunu merak edermiş. Ormanın girişinde, yaşlı ve bilge bir çam ağacı varmış. Bu ağaç, ormanın tüm sırlarını bilirmiş ama kimseye anlatmazmış.

Bir sabah Sinem, her zamankinden daha heyecanlı bir şekilde ormana girmiş. Cebinde, dedesinin ona verdiği parlak metalden yapılmış bir pusula varmış. Bu pusula, sadece kuzeyi değil, aynı zamanda en çok neyi merak ediyorsan, ona doğru da işaret edermiş. Sinem, pusulayı eline almış ve kalbi hızla çarparak "Ormanın sırları nerede?" diye fısıldamış. Pusulanın iğnesi yavaşça dönmüş ve ormanın en derin, en bilinmeyen köşesini göstermiş.

Sinem, pusulanın gösterdiği yöne doğru yürümeye başlamış. Yolda ilk karşılaştığı canlı, tüyleri rengarenk bir sincap olmuş. Sincap, elindeki parlak bir cevizi kemiriyormuş. Sinem, sincaba gülümsemiş ve "Merhaba! Bu ormanda ne gibi keşifler yapabilirim?" diye sormuş. Sincap şaşkınlıkla etrafına bakmış ve konuşmuş: "Merhaba küçük kız! Ben Fındık. Bu ormanda her gün yeni bir icat peşindeyim. Bugün de rüzgarla uçan bir tohum makinesi yapmaya çalışıyorum."

Sinem, Fındık'ın yanına oturmuş ve dikkatle onu izlemiş. Fındık, minik elleriyle dalları ve yaprakları birleştiriyormuş. Sinem de ona yardım etmeye karar vermiş. Birkaç yaprağı daha güçlü tutmuş, birkaç dalı da bir araya getirmişler. Tam o sırada, ormanın derinliklerinden tatlı bir şarkı gelmiş. Bu şarkı, kanatları kelebek gibi rengarenk olan bir kuşunmuş. Kuş, dalların arasında uçarak onlara doğru yaklaşmış.

Kuş, "Merhaba Sinem ve Fındık! Ben Cıvıltı. Sizin ne kadar iyi dostlar olduğunuzu görüyorum. Ben de yeni bir icat peşindeyim. Güneş ışığını toplayıp geceleyin etrafı aydınlatacak bir lamba yapıyorum." demiş. Sinem ve Fındık, Cıvıltı'nın yanına gitmişler. Cıvıltı, parlak bir çiçeğin yapraklarını toplamış ve onları bir araya getirmiş. Sinem, "Ne kadar güzel bir fikir! Belki sana yardım edebilirim," demiş. Sinem, bulabildiği en parlak çiçekleri toplamış ve Cıvıltı'ya vermiş.

Birlikte, Fındık'ın tohum makinesi, Cıvıltı'nın ışık lambası ve Sinem'in merakı, bu üç arkadaşı ormanın gizemli kalbine götürmüş. Ormanın kalbinde, daha önce hiç görmedikleri kadar parlak ve büyülü bir çiçek varmış. Bu çiçek, ormana tüm neşeyi ve huzuru veriyormuş. Üç arkadaş, bu gizemli çiçeğin etrafında dans etmişler ve ormanın sırrının aslında dostluk ve yardımlaşma olduğunu anlamışlar.

O günden sonra Sinem, Fındık ve Cıvıltı, ormanın en yakın arkadaşları olmuşlar. Birlikte yeni icatlar keşfetmişler, yeni şeyler öğrenmişler ve en önemlisi birbirlerine hep destek olmuşlar. Orman, onların sayesinde daha da neşeli ve huzurlu bir yer haline gelmiş. Sinem, her akşam evine dönerken, kalbinde ormanın sıcaklığını ve arkadaşlarının sevgisini taşırmış.

Bir sonraki gün Sinem yine heyecanla ormana gitmiş. Cebinde yine o parlak pusula varmış. Bu sefer pusulayı eline alıp "Bugün ne gibi yeni şeyler öğrenebilirim?" diye sormuş. Pusula yine dönmüş ve bu sefer daha önce hiç gitmediği bir patikayı göstermiş. Sinem, Fındık ve Cıvıltı ile buluşmuş. Fındık yeni bir oyuncak yapmış, küçük bir yaprak yel değirmeni. Cıvıltı da minik bir müzik kutusu yapmış, çiçeklerin sesiyle çalıyormuş. Üç arkadaş hep birlikte yeni patikada yürümüşler. Patikanın sonunda, daha önce hiç görmedikleri kadar büyük ve parlak bir mantar bulmuşlar. Mantarın üzerinde minik bir peri oturuyormuş. Peri onlara gülümsemiş ve "Merhaba çocuklar! Sizler ormanın en iyi dostları oldunuz. Ben de size bir armağan getirdim." demiş. Perinin elinde üç tane pırıl pırıl taş varmış. Her taştan bir dilek tutulabiliyormuş. Sinem, Fındık ve Cıvıltı taşlara bakmışlar. Sinem, "Benim dileğim, ormanın her zaman böyle neşeli ve renkli kalması." demiş. Fındık, "Benim dileğim, her zaman yeni şeyler icat edebilmek." demiş. Cıvıltı ise "Benim dileğim, hep birlikte şarkılar söylemek." demiş. Dileklerini tuttuktan sonra taşlar daha da parlaklaşmış ve ormana yayılmış. O günden sonra orman daha da güzelleşmiş, daha da neşeli olmuş. Sinem, Fındık ve Cıvıltı ise her zaman en yakın arkadaşlar olarak kalmışlar ve ormanın sırrını, yani dostluğun ve paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu asla unutmamışlar.

Sinem, Fındık ve Cıvıltı, mantarın üzerindeki perinin dilek taşlarıyla ormanı daha da güzelleştirdiklerini görünce çok mutlu olmuşlar. Peri, onlara gülümseyerek "Unutmayın çocuklar, en güzel armağanlar kalpten gelenlerdir. Sizin dostluğunuz bu ormanın en büyük hazinesi." demiş. Sinem, Fındık ve Cıvıltı, periye teşekkür etmişler. O günden sonra her sabah ormana geldiklerinde, peri onlara farklı sürprizler hazırlıyormuş. Bazen renkli kelebekler onlarla dans ediyormuş, bazen de ormanın en tatlı meyvelerini onlara ikram ediyormuş. Sinem, Fındık ve Cıvıltı, ormanda geçirdikleri her anın tadını çıkarıyor, birbirlerine daha çok bağlanıyorlarmış. Birlikte gülüyor, birlikte öğreniyor, birlikte büyüyorlarmış. Çünkü biliyorlarmış ki, ne olursa olsun, en güzel maceralar her zaman dostlarla yaşanırmış ve bu harika orman, onların en güzel oyun alanıymış.

Sinem, Fındık ve Cıvıltı, periyle vedalaştıktan sonra neşeyle eve gitmişler. Ertesi sabah yine erkenden uyanmışlar ve heyecanla ormana koşmuşlar. Ormanın girişinde onları parlak bir gökkuşağı karşılamış. Gökkuşağının altında, peri onlara küçük bir hediye bırakmış: Her birinin adının yazdığı, parıldayan küçük birer taç. Üç arkadaş taçları takmışlar ve kendilerini ormanın kralı ve kraliçesi gibi hissetmişler. Birlikte en sevdikleri oyunu oynamaya başlamışlar: Ormanın derinliklerindeki gizemli çiçekleri bulma oyunu. Pusulaları onlara her zaman yeni yollar gösteriyormuş ve her yeni keşif onları daha da çok mutlu ediyormuş. Biliyorlarmış ki, bu ormanda dostlukları ve merakları olduğu sürece, her gün yeni bir macera onları bekliyormuş. Ve en önemlisi, birbirleri yanlarındayken her şey daha da güzelmiş.

Bu masalı beğendiniz mi?

Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.

Bu Masalı Paylaş