Orman Ustası Kaan'ın Gizemli İnşaatı için kapak görseli

Orman Ustası Kaan'ın Gizemli İnşaatı

Tarih yükleniyor...

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, yemyeşil bir ormanın kenarında yaşayan meraklı bir çocuk varmış. Adı Kaan'mış. Kaan, inşaat araçlarını çok severmiş. Büyük sarı ekskavatörleri, hızla dönen beton mikserlerini ve sesli vinçleri izlemeye bayılırmış. Ama en sevdiği yer, okuldan sonra gizlice girdiği, kimsenin pek bilmediği ormanın derinliklerindeki eski, terk edilmiş inşaat alanıymış.

Bir gün Kaan, her zamanki gibi ormanın yolunu tutmuş. Hava biraz kapalıymış, yaprakların hışırtısı sanki bir sır fısıldıyormuş gibi geliyormuş ona. İnşaat alanına vardığında, her zamanki sessizlik yerine garip bir ses duymuş. Sanki uzaktan, yavaşça ilerleyen bir motor sesiymiş bu. Etrafına bakınmış ama kimsecikleri görememiş. "Acaba ne olabilir?" diye merakla kendi kendine sormuş.

Kaan, sesin geldiği yöne doğru dikkatlice ilerlemeye başlamış. Ağaçların arasından sızan soluk ışıklar, zemindeki yosunlu taşlar ve devrilmiş tahta kalaslar, ona ürkütücü ama bir o kadar da heyecan verici bir macera yaşatıyormuş. Bir süre sonra, ağaçların arasında devasa, ama daha önce hiç görmediği bir inşaat aracıyla karşılaşmış. Bu araç, sanki ormanın kendisi tarafından yapılmış gibi, yeşil ve kahverengi tonlarındaymış. Parlak, parlak metal yerine, üzerinde yosunlar ve sarmaşıklar büyüyen, ahşaptan yapılmış gibi görünen devasa bir kepçeymiş bu.

Kepçe, hiç ses çıkarmadan, nazikçe toprağı kazıyormuş. Ama neyi kazdığını anlamak zormuş. Kaan daha yakından baktığında, kepçenin ucunda parıldayan bir şey gördüğünü sanmış. Merakına yenik düşüp biraz daha yaklaşınca, kepçenin toprağı biriktirdiği yerde küçük, parıldayan taşlar olduğunu fark etmiş. Bu taşlar, tıpkı yıldızlar gibi ışık saçıyormuş. Kaan, bu gizemli kepçenin ne yaptığını anlamak için sabırsızlanıyormuş.

Tam kepçenin ne için çalıştığını merak ederken, devasa araç birden durmuş. Kaan'ın kalbi hızla çarpıyormuş. Sonra kepçenin kolu yavaşça ona doğru uzanmış ve nazikçe bir tane parıldayan taşı Kaan'ın avucuna bırakmış. Taş sıcacıkmış ve sanki Kaan'ın kalbiyle birlikte atıyormuş gibi hissetmiş. Tam o sırada, gökyüzünden nazik bir ses duyulmuş: "Bunlar ormanın güzellikleri, Kaan. Onları korumalısın."

Kaan şaşkınlıkla yukarı bakmış ama kimseyi görememiş. Belki de bu ormanın kendi sesiydi ya da belki de onu bu gizemli maceraya davet eden orman ruhuydu. Elindeki parıldayan taşı sıkıca tutarak, bu sihirli inşaatın ve gizemli aracın sırrını hep içinde taşıyacağına yemin etmiş. Eve dönerken, elindeki taş ona yol göstermiş ve ormanın karanlığı bile artık ona o kadar da korkutucu gelmiyormuş. O günden sonra Kaan, her inşaat aracının bir amacı olduğunu ve bazen en büyük gizemlerin en sessiz yerlerde saklı olduğunu biliyormuş.

Bu masalı beğendiniz mi?

Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.

Bu Masalı Paylaş