Rüya ve Uçan Çilekler için kapak görseli

Rüya ve Uçan Çilekler

Bu masal Rüya için Annesi tarafından oluşturuldu.
Tarih yükleniyor...

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ormanın derinliklerinde küçük bir kulübede Rüya adında hayalperest bir kız yaşarmış. Rüya, sıradan bir kız değilmiş; çünkü o, gökyüzünde süzülen renkli bulutların aslında sihirli sandviçler taşıdığına, ağaçların yapraklarının fısıltılarla birbirine sır verdiğine ve en önemlisi, kendisinin de gizli bir süper kahraman olduğuna inanırmış. Elbette, bu süper kahramanlık kimse tarafından bilinmiyormuş, çünkü Rüya’nın süper gücü, en sevdiği meyve olan çilekleri uçurabilmekmiş! Günler, Rüya’nın ormanda en sevdiği çilekleri toplamakla geçer, sonra da onları sihirli bir öpücükle havaya fırlatıp arkalarından koşturmakla doluymuş.

Bir gün, Rüya ormanda dolaşırken, daha önce hiç görmediği parıldayan bir mantara rastlamış. Mantarın üzerinde minik, altın rengi harflerle bir yazı varmış: "Cesaretin varsa, kanatların seni en büyük maceraya taşıyacak." Rüya’nın kalbi heyecanla çarpmaya başlamış. Bu, kesinlikle süper kahramanlık vaktiydi! Mantara usulca dokunmuş ve o anda, sanki rüzgar onu kucaklamış gibi hissetmiş. Ayakları yerden kesilmiş ve kendini küçük, yusyuvarlak, uçan bir çileğin üzerinde bulmuş! Bu çilek, diğerlerinden farklıymış; üzerinde minicik, gümüşi kanatlar varmış ve nazikçe çırpınıyormuş. Rüya, bu sihirli taşıtına sıkıca tutunmuş ve ormanın derinliklerine doğru süzülmeye başlamış.

Uçan çileğiyle ilerlerken, rengarenk çiçeklerin arasından, cıvıl cıvıl öten kuşların üzerinden geçiyormuş. Aşağıda, kurbağaların şarkı söylediği bir gölet varmış. Göletin kenarında, sevimli sincaplar yemiş topluyormuş. Birdenbire, göletin ortasındaki nilüfer yapraklarından birinin üzerinde oturmuş, biraz somurtkan bir peri görmüş. Peri, elindeki sihirli değneğiyle uğraşıyor ama bir türlü sihir yapamıyormuş. Rüya, merakla çileğiyle birlikte yaklaşıp sormuş: "Merhaba! Bir şeye mi ihtiyacın var?" Peri, şaşkınlıkla Rüya’ya bakmış. "Ah, merhaba küçük kahraman," demiş. "Sihirli değneğimin gücü kayboldu. Galiba gücünü yanlış kullandım, sınırlarını bilmediğim için sihirlerim bana küstü."

Rüya, perinin sözlerini dikkatle dinlemiş. Kendisi de bazen çilekleri o kadar yükseğe uçururmuş ki, onları tekrar yakalamak için çok çabalaması gerekirmiş. Belki de perinin de başına gelen buymuş. Rüya, nazikçe periye yaklaşmış ve demiş ki: "Belki de sihirlerini biraz dinlendirmelisin? Bazen en güçlü sihirler, en sakin anlarda ortaya çıkar. Ben de bazen çileklerimi çok hızlı uçururum ama sonra durup dinlenir, onların güzelliğinin tadını çıkarırım." Peri, Rüya’nın sözlerine gülümsemiş. "Çok doğru söylüyorsun," demiş. "Ben de gücümün sınırlarını unutmuşum." Peri, değneğini yavaşça yere bırakmış ve derin bir nefes almış. Rüya da uçan çileğini nazikçe yere indirmiş.

Rüya, periye kendi uçan çileğiyle nasıl daha yumuşak uçuşlar yapabileceğini göstermiş. Birlikte, yavaşça süzülerek ormanda küçük bir gezinti yapmışlar. Peri, Rüya’nın gösterdiği gibi, sihirli değneğini sadece nazik dokunuşlarla kullanarak küçük parıltılar ve renkli kelebekler yaratmış. Bu sefer sihirleri çok daha güzel ve kontrol edilebilirmiş. Peri, Rüya’ya minnettar bir şekilde bakmış. "Teşekkür ederim Rüya," demiş. "Bana sınırlarımı hatırlattın. Artık sihirlerimi daha dikkatli kullanacağım." Rüya da gülümsemiş. "Ben de seninle tanıştığıma çok sevindim," demiş.

Gün batmak üzereymiş. Rüya, sihirli çileğine binerek evine doğru yola çıkmış. Ormanın tepesinden bakınca, her şey ne kadar da güzel görünüyormuş. Kendini süper kahraman gibi hissetmiş ama aynı zamanda sihrin gücünü doğru kullanmanın, sınırlarını bilmenin ne kadar önemli olduğunu da öğrenmiş. Evine döndüğünde, sıcacık yatağına uzanmış ve gözlerini kapatmış. Yarın yine yeni maceralar onu bekliyormuş ama artık daha bilge bir süper kahraman olarak uykuya dalmış.

Bu masalı beğendiniz mi?

Geri bildiriminiz, topluluğumuz için en iyi masalları öne çıkarmamıza yardımcı olur.

Bu Masalı Paylaş